Mekanların nasıl hissettirdiği konusu feng shui’nin temellerine uzanan iki bin yıllık bir konu. Bazı insanlar yaşadıkları mekanın iyi hissettirmediğinin farkında olsalar da kimsenin geopatik stresten haberi yok. 80 yıl önce Almanya’da bir bilim adamı detaylı bir araştırmayla mekan-psikoloji-sağlık üçgeninde neler olup bittiğini gözlemlemeye ve kayıt altına almaya başladı. Uzun süren bilimsel araştırmalar sonucunda nedense bazı yerlerde yaşayan insanların daha depresif, daha mutsuz, daha hayattan kopuk yaşadığını ve sonuçta hastalandığını keşfetti. Bu mekanların ortak özelliği hepsinin geopatik stres hattının üzerinden olmasıydı.
Jeopatik stres hattının en güçlü ve zararlı ögesi yeraltı sularıdır. Hiçbir zaman düşünülmez, tasarımda hesaplanmaz ama akan su hattının üzerinde bina yapmak o binada yaşayanların geleceklerini olumsuz etkiler. Yer altında buluşan su ve toprak parçacıkları elektromanyetik radyasyonla sağlığa zararlı olan pozitif iyonlar üretir. Hassas algılayıcılarla algılanabilen bu gama radyasyonu yayılarak etrafta yaşayan tüm canlılara zarar verir. Geopatik enerjiler duvarlardan, pencerelerden ve kapalı kapılardan geçerek, sınır tanımadan dikey olarak bütün katlara çıkar. İnşaatta kullanılan demirle etkileşimi sonucunda olumsuz etkisi 20. katta daha yoğun hissedilebilir.
Aslında gözle görünür belirtileri var yeraltı sularının. Sürekli rutubet, yiyecek ve içeceklerin çabuk çürümesi, binaların dışında ve yerlerde çatlaklar, lambaların sebepsiz yere patlaması, yeni dekorasyon yapılsa bile bir şeylerin yanlış hissettirmesi vs… Eğer yatağınız tam stres hattının üzerindeyse uykunuz etkilenecektir, uykuya dalmakta zorlanır yada tüm gece dönersiniz. 2-3 arasında stres maksimum olacağından sürekli uyanırsınız, sabah kalkmak zor olur. Çocuklar sürekli uyanır veya ağlarlar. Birçok insanın stresli alanda kalp atışı hızlanır. Gözle görülmeyen belirtiler için vega testi, kan kristali analizi, elektro akapunktur, kinesiyoloji gibi yöntemler kullanılıyor. İki çubuk yöntemi de oldukça yaygın, bakır çubuklar paralel dururken hattın üzerinden geçerken birbirlerine doğru çekilirler. Yurt dışında çok uzun zamandır uygulansa da iki çubuk yöntemi Türkiye’ye profesyonel olarak yeni geldi ve birkaç şirket bu yöntemi kullanıyor.
Yeraltı suları direk sizi hasta etmez ama bağışıklık sisteminizi zayıflatıp sizi hastalıklara karşı savunmasız hale getirir. Vücudunuzun vitaminleri emmesine engeller, sizi yiyecek ve içeceklere ve çevre kirliliğine alerjik hale getirir. Beyninizin ritmini bozar ve vücudunuzun elektromanyetik alanını kurutur. Bazen sadece sıkıntı veya depresif hal belirtileri gösterse de şu sağlık problemleri belirebilir:
(Bu tip enerjiler daha çok kadınları etkiler)
Enerji bitik haller & ışığa karşı hiper hassaslık
İnsomnia, romatizma
Depresyon, baş ağrısı
Kısa süreli hafıza kaybı, denge kaybı
Panik atak
Otizm
Epilepsi
Çocuklarda hiperaktivite
Hızlı hücre büyümesi ve kanser
Kişi hastalıklar için uygulanan tedaviye cevap vermiyorsa geopatik stresten şüphelenmekte yarar var. Bu durumda kendinize şunları sorun:
1. Sağlık problemim bu eve taşındıktan kısa süre sonramı başladı?
2. Bu ev veya iş yerinden uzaktayken daha iyimi hissediyorum?
3. Ailede herhangi biri bu evin atmosferinden rahatsız mı?
4. Daha önce oturanlar herhangi ciddi veya uzun süreli rahatsızlık yaşadılar mı?
5. Hastalık ilkbahar ve sonbahar gibi yağışlı ıslak rüzgarlı mevsimde artıyor mu? (yeraltı suyu bu dönemde daha hızlı akar)
6. Yakında yeraltı sularının evin altına doğru akmasına sebep olacak etkenler var mı? (yol veya bina yapım çalışması, iş makinaları, binalar)
7. Evim yada bir bölümü doğal olmayan şekilde soğuk veya rutubetli mi?
Bu yüzden feng shuide bize kanalizasyon borularının ve su hatlarının direk binanın altından geçmemesi gerektiği öğretildi. Feng shui çalışmalarında her zaman yeraltı suları riskini gözönünde bulunduruyoruz. Ve böyle bir tespit durumunda yapılacak en iyi şey olarak taşınmayı tavsiye ediyoruz.
Sevgilerimle,
Sinem Oktay
SO © 2015 Her hakkı saklıdır. Sitedeki yazılar izinsiz ve kaynak belirtmeden başka yerde yayımlanamaz. Ancak yazıları yazar ismi ve kaynak belirterek ya da siteye link vererek paylaşabilirsiniz.